11 Mayıs 2011 Çarşamba

Böbrek Urları:
  • İyicil Urlar:
    • Böbrek parmaksı adenom,
    • Anjiyomiyolipom (damar, kas, ve yağ gözelerinden oluşan iyicil bir ur olup, daha çok tüberoz skleroz hastalarında rastlanır,
    • Onkositom.
  • Kötücül Urlar:
    • Böbrek gözesi karsinomu,
    • Havuzcuk ürotelyum (geçiş gözesi) karsinomu.
Böbrek Taşları ve Tedavisi
  • Kalsiyum oksalat ve fosfat,
  • Magnezyum amonyum fosfat (strüvit taşları),
  • Ürik asit,
  • Sistin.
Doğuştan bozukluklar:
  • Böbreklerin oluşmaması,
  • Az gelişmişlik (hipoplazi),
  • Yer dışında böbrekler,
  • At nalı böbrekleri olarak bilinir.
Kistli böbrek hastalıkları:
  • Bozuk gelişmiş kıstli böbrek,
  • Çokkistli (polikistik) böbrek hastalığı (otozomal baskın ve çekinik olarak bilinen iki türü bulunmaktadır),
  • Öz bölge kistik hastalıkları (öz bölge süngerimsi böbreği ve nefroftizi),
  • Edinilmiş (diyalizle ilgili) böbrek kistleri,
  • Yumakçık kaynaklı kistik hastalığı,
Özekdoku dışı böbrek kistleri (havuzcuk-çanak kıstleri).

BÖBREK HASTALIKLARINDA BULGULAR

  • İveğen (akut) nefritik sendromu yumakçıktan kaynaklanan ve çoğunlukla iveğen gelişen, idrarda kan bulunması durumudur (hematüri). Bunun yanında, idrarda orta düzeyde protein (proteinüri) ve yüksek kan basıncı bulguları, streptokok sonrası gelişen glomerulonefritin alışılmış sunumudur.
  • Nefrotik sendrom, idrarda ağır oranda protein bulunması (günde 3.5 gramdan çok), kanda albümin düzeyinin düşmesi (hipoalbüminemi), aşırı şişlik, kandaki yağ düzeylerinin yükselmesi (hiperlipıdemi), ve idrarda yağ bulunması bulgularıyla ortaya çıkar.
  • İveğen böbrek yetmezliği idrarın kesilmesi (oliguri), ya da idrarsızlık (anüri), ve kanda azotlu atıkların artması (azotemi) ile ortaya çıkar. Yumakçıkta, ara bölgelerde, böbrek damarlarına gelen hasar sonucunda, ya da borucuklarda iveğen gelişen doku ölümü (akut tubüler nekroz) sonucunda ortaya çıkar.
  • Süreğen (kronik) böbrek yetmezliği, üreminin (böbrek yetmezliği sonucu kandaki azotlu atıkların artıp, bunların vücuttaki dokulara ve organlara zarar vermesi sonucunda ortaya çıkan belirtiler bütünüdür) belirtileriyle özdeştir, ve herhangi bir böbrek hastalığının ilerlemesi sonucunda varacağı son noktadır.
  • Böbrek borucuk bozuklukları, idrar çokluğu (poliuri), gece yatağı ıslatma (noktüri), ve elektrolit düzensizlikleriyle ortaya çıkar.

BÖBREK HASTALIKLARI

Böbrekler karmaşık örgenler oldukları için, hastalıkları da karmaşıktır. Bundan dolayı, böbrek hastalıklarını öbeklere ayırmak mantıklıdır. Ancak, böbrekte çok türde hastalık bulunmasına karşın, bunların belirtileri aynı oranda çeşitli değildir; çoğu aynı öbekten hastalıklar benzer biçimlerde kendilerini gösterir. Dolayısıyla, öncelikle böbrek hastalıklarının genel bulguları incelenecek, ondan sonra hastalıklar öbek halinde ele alınacaktır

SÜZÜLME VE GERİ EMİLİM

Süzülme
Kan basıncı ile meydana gelir.

Süzülemeyenler Süzülenler
- Kan Hücreleri - Aminoasitler
- Plazma - Su
- Protein ve yağ - Glikoz
- Çeşitli İyonlar
- Üre ve ürik asit

Geri Emilim
Aminoasit ve glikozun tamamı, suyun çoğunluğu, iyonların bir kısmı ve az miktarda azotlu artıklar emilime uğrar. Su ozmozla, diğer maddeler aktif taşıma ile geri emilir.

İDRARIN YAPILIŞI

Geri emilim henle kanalında olur. Suyun büyük bir kısmı glikoz, aminoasit, madensel tuzlar vitamin, üre ve ürik asitin bir kısmı henle kanalını saran kılcallar tarafında emilerek kana verilir.
Su, madenler tuzlar, kerantin, surfat, NH3, üre ve ürik asiti diğer kısmı nefroda kalarak idrarı oluşturur.
Su dışındaki maddelerin geri emilimi aktif taşıma ile olur.
Suyun geri emilimin de hipofizin salgıladığı entidiüretik hormon etkilidir.
Na ve K atılımı ve geri emilimi böbrek üstü bezinden salgılanan aldosteron hormonu tarafından düzenlenir
.

NEFRONUN YAPISI

BİR NEFRON
Nefron; malpigi cisimciği (glomerulus + bowman kapsülü), proksimal tüp, kıvrımlı kanallar, henle kanalı, distaltüp ve idrar toplama kanalından oluşur.
Böbreklerde idrar oluşumu süzülme, geri emilim ve salgılama (aktif taşıma) olayları sonucunda olur. Süzülme malpigi cisimciğinde olur. Glomerulustan bowman kapsülüne kan plazmasının bir kısmı, su, tuzlar, glikoz, aminoasit, üre, ürik asit, vitamin, keratin gibi maddeler geçer. Kan basıncı arttıkça süzme hızı da artar.

HORMON SALGILAMAK

Böbrekler eritropoietin (alyuvar yapımını uyaran hormon) salgılar. Ayrıca etkin durumda olmayan vitamin D'yi (önhormon) etkin duruma getirir.

KAN SIVISI HACMİ

Kansıvısının toplam derişimindeki (osmolalite) değişikler hipotalamustaki derişim-alıcılarınca algılanır. Hipotalamusun uzantısı olan hipofiz bezinin arka bölümü kansıvındaki derişimin artması üzerine vazopressin (ADH) salgılar. Bu da böbreklerin toplama kanallarına etkiyerek suyun geri emilimini arttırıp, sidiğın daha derişik olmasına neden olur. Böylece böbrek, hipofiz beziyle eş güdümlü bir biçimde çalışarak kansıvısının hacmini dengede tutar.

KAN BASINCININ AYARLANMASI

Böbrekler kan basıncının düzenlenmesinde önemli rol oynarlar. Kansıvısındaki sodyum derişimi, kan hacmiyle ve dolayısıyla kan basıncıyla yakından ilgilidir. Nefronların içinde sodyumun (ve öbür elektrolitlerin) süzülmesini ve geri emilimini sağlayan yapılar bulunmaktadır. Ayrıca böbreküstü bezlerinin Zona Glomerulosa bölgesinden salgılanan Aldosteron da böbreğin uç borucuklar ve toplama kanalları üzerinde etkisini göstererek kan basıncını ayarlamada önemli bir yer tutar.

ASİT BAZ DENGESİNİN DÜZENLENMESİ

Böbrekler kandaki pH'yi, H+ (protonun) ve HCO3- (bikarbonatın) derişimini ayarlayarak küçük bir aralıkta tutar. Bu konuda akciğerle eş güdümlü çalışır

VÜCUT DENGESİNİN (HOMEOSTEZ) SAĞLANMASI

Böbrekler vücut dengesinin sağlanmasında çok büyük önem taşır. İşlevleri arasında:
  • Asit-baz dengesini sağlamak,
  • Kansıvısının, ve vücuttaki değişik bölmelerdeki sıvıların elektrolit derişimlerini düzenlemek,
  • Kan basıncını ayarlamak,
  • Kan hacmini düzenlemek
önemli yer tutar.
Böbrekler bu işlevlerin çoğunu öbür organlarla (özellikle kalp, iç salgı bezleri ve karaciğer) eş güdümlü bir biçimde gerçekleştirir. Böbrekler bu organlarla kandaki hormonlar yoluyla iletişir. Ancak, kan hacmini, basıncını algılama konusunda böbreğin içsel alıcıları bulunmaktadır.

ATIK ÜRÜNLERİN ATILMASI

Böbrekler yapım-yıkım sonucunda oluşan çeşitli atık ürünleri özellikle protein yapımı ve protein yıkımı sonucunda oluşan üreyi ve nükleik asitlerin yapım-yıkımı sonucunda oluşan ürik asidi, ve suyu vücuttan dışarı atar. Böbreklerin çalışmaması veya işlevini yapamaması durumunda bu atıklar atılamayacağı için sorun teşkil eder.

BÖBREĞİN İŞLEVLERİ

Böbreklerin işlevleri beş çatı altında toplanabilir:
  • Metobolizma atık ürünleri olan üre, kreatinin, ürik asit, ilaç ve toksinlerin vücuttan atılmasını sağlamak
  • Vücut sıvı elektrolit dengesini düzenlemek
  • Vücudun asit baz dengesini düzenlemek
  • Kan basıncını ayarlamak
  • Alyuvar yapımını uyarmak
Böbreğin işlevlerinin daha iyi anlaşılması için böbrek fizyolojisinin iyi bilinmesi gerekir.
Karınzarı arkasında bulunan böbreklerin boyutları 9 ila 13 cm arasında değişmekte, ve sol böbrek sağdakinden az da olsa biraz daha büyüktür. Yaklaşık 12. göğüs omuru ile 3. bel omurlarının (T12-L3) düzeyleri arasında yer almaktadırlar. Böbreklerin üst bölgeleri 11. ve 12. kaburgalarca korunmaktadır.Böbreküstü bezleriyle birlikte böbrekler, yağ dokuyla çevrelenip (buna pararenal yağ denilmektedir), bu yapı da böbrek zarı (renal fasiya olarak da bilinir) ile bütünüyle sarılmış durumdadır. Yukarıda da belirtildiği gibi, böbreklerden biri ya da ikisi doğuştan bulunmayabilirler, ve bu duruma böbrek oluşmaması ya da renal agenez denilmektedir.
Böbrekler, süzülmemiş kanı karın bölgesi aorttan ayrılan sol ve sağ böbrek atardamarları yoluyla almaktadırlar.
İnsanlarda, böbrekler karın bölgesinin arka bölümünde, bir başka deyişle karınzarı arkası (retroperitonal) bölgesinde yer alırlar. İki tane bulunan (çoğu insanda tek böbrek bulunabilmektedir, ve bu insanlar bunun ayrımına varmadan sağlıklı bir yaşam sürdürebilirler) böbreklerden sağda olanı diyaframın hemen altında, ve karaciğerin arkasında (posterior), solda olanı ise diyaframın altında ve dalağın arkasında yer almaktadır. Böbreklerin ikisinin de üstünde böbreküstü bezleri yer almaktadır. Böbreklerin konumları bakımından bakışımsız olmalarının nedeni karın boşluğunda büyük bir yer kaplayan karaciğerin, sağda bulunan böbreğin soldakine göre 1-2 santimetre daha aşağı bir konumda (inferior) bulunmasına neden olmasıdır.

BÖBREĞİN ANOTOMİSİ

.

8 Mayıs 2011 Pazar

ÜRETRA


İdrarın idrar torbasından alınarak, vücut dışına atıldığı son kanaldır.

İDRAR KESESİ

İdrar kesesi yoğun kas liflerinden oluşmuş, idrarın depolandığı, genişleme özelliği bulunan torba biçiminde bir yapıdır. İdrar torbası dolduğunda kesenin duvarını oluşturan kas lifleri gerilerek idrara çıkma hissi uyandırır ve duvarındaki kasların kasılması ile idrar kesesi boşalır. Kadınlarda pelvis boşluğunun tabanında, erkeklerde rektumun önünde ve prostatın üzerindedir.

ÜRETERLER

Üreterler, böbrek ile idrar torbası arasında bulunurlar. 25-30 cm uzunluğunda, 4-7 mm çapında, kas liflerinden oluşmuş boru şeklinde yapılardır. Böbreklerde oluşan idrar bu ince borucuklar vasıtasıyla idrar kesesine ulaşır. Ureter pars abdominalis ve pars pelvica olmak üzere iki kısımda incelenir. Üreterin üç yerde darlığı vardır. Birinci darlık başlangıç yerinde, ikinci darlık linea terminalis’i çaprazladığı yerde, üçüncü darlık da sidik kesesine girdiği yerdedir (en dar yeri burasıdır).

BÖBREKLER

Böbrekler, omurgalılarda bulunan fasulye biçiminde 2 tane boşaltım organlarıdır. 10 cm kadar olabilen böbrekler, boşaltım sisteminin bir bölümünü oluştururlar. Bu organlar, başta üre olmak üzere atıkları kandan süzer ve onları su ile birlikte idrar olarak boşaltırlar. Böbrekleri ve böbreklere etki eden hastalıkları inceleyen tıbbi dal nefrolojidir. Nefroloji, adını Yunanca "böbrek" anlamına gelen nephros sözcüğünden alır. Böbrek(ler) ile ilgili anlamında kullanılan renal sözcüğü ise Latince renalis sözcüğünden gelir. Böbreklerin içindeki süzme birimlerine nefron denir. Kanımızda atık maddelerin yanı sıra karbonhidratların yağların ve proteinlerin sindirilmesi sonucu oluşan küçük molekllerile vitamin ve su gibi yararlı maddelerde bulunur. Enzimler burdan salgılanır.
Boşaltım sisteminin vücut dengesinin (homeostaz) sağlanmasında çok önemli bir yeri vardır.
Böbrekler, üreterler ve idrar kesesinden oluşan boşaltım sistemi, yapım-yıkım sırasında ortaya çıkan atık maddelerin atılımından sorumludur. Vücut işlevlerinin sürekliliği için hücrelerden atık maddelerin atılması gerekir. Katı ve sıvı atıklar, kan içinde erimiş olarak taşınırlar ve böbreğe ulaştırılarak süzülürler. Bu atıklar üreterler yoluyla idrar kesesine geçerek, belli aralıklarla sidik olarak depolanıp, değişik aralıklarla vücuttan atılırlar.